İnsan oğlu çok eski yıllardan beri, dünyanın sonsuza kadar var olamayacağını bilmektedir. Son zamanlarda korkunun ecele faydası yok değimiyle hareket eden insan oğlu yeni dünyalar arayışındadır. Bu amaç doğrultusunda NASA eski bir astronomi dalındaki bilim adamının ismiyle anılar Kepler Uzay Görevi'ni oluşturulmuştur. Bu göreve mütakip, Kepler adında, samanyolumuzun bir kısmındaki pek çok yıldızı aynı anda analiz edilen bir teleskop uzaya gönderilmiştir. Bu teleskop diğer uydular gibi dünyanın çevresinde dönmemektedir. Dünyanın güneş etrafındaki döndüğü yörüngede, dünyayı takip ederek güneşin çevresinde dönmektedir. Böyle bir şeyi yapmalarının sebebi, dünyanın verecek olduğu ışık kirliliğinin ve yer çekimi dalgalanmasının uzay teleskobunu etkilememesini sağlamaktır. Bu sayede elde edilen veriler daha sağlıklı olmaktadır.

Kepler Uzay Programının asıl amacı dünya gibi yaşama elverişli gezegenleri bulmak, bu gezegenlerin özelliklerini saptamaktır. Fakat şu var ki hiç bir uzay görevi tek amaç doğrultusunda yürütülmez. Çünkü bu görevler için inanılmaz büyüklükte paralar harcanmaktadır. Yani bir taşta birçok kuş vurulmaya çalışılmaktadır.
Peki bu görevin başka amaçları nelerdir ?
- Güneşe benzeyen yıldızların çevresinde dolanan gezegenlerin özelliklerini saptamak ve hangilerinin dünyaya benzediğini belirlemek.
- Sıvı halde su ve atmosferinin yaşama elverişli olan gezegenleri analiz etmek.
- Gezegeni olan yıldızların genel özelliklerini belirlemek.
- Yıldızlara olan uzaklıklarına ve aldıkları ısıya göre hangi bölgelerin yaşama uygun gezegen barındırma olasılığını saptamak.
- Yaşama uygun gezegenlerin en çok nasıl yıldızların çevresinde bulunduğunu belirlemek.
- Birden fazla yıldıza sahip yıldız sistemlerinde gezegenler nasıl hareket ettiğini belirlemek.
- Keşfedilen gezegenlerin olası uydularını aramak. Örneğin Jupiterin yüzeyi buzla kaplı bir uydusu vardır. Bu uydu içinde yaşam olması bir ihtimaldir.
 |
Kepler Uzay Teleskobunun keşfettiği bağzı gezegenlerin tasfiri.
|
Görevin amacı bunlardır. Bu teleskop yıldızların ve çevresindeki gezegenlerin fotoğraflarını çekememektedir. Yani bir fotoğraf alıp, bunun üstünde okyanuslar var, sıra dağlar var gibi sonuçlar elde edememekteyiz. Bunun için teknolojimiz çok yetersizdir. Peki bu teleskop yıldızları nasıl analizlerini nasıl gerçekleştirmektedir.
- Yıldızların çevresinde dolaşan gezegenler, ancak yıldız ve teleskobun arasında girerse fark edilebilmektedir. 30 dakikada bir, görüş alanındaki yıldızları taramakta ve yıldızların değişen ışık miktarlarına göre, yıldız ile teleskobun arasında giren gezegenin boyutları hesaplanabilmektedir. Yani tek bir gezegeni keşfetmek bir şans meselesidir ve uzun bekleyişler gerektirir.
 |
Kepler'in keşfettiği dünya benzeri gezegenler. |
- Yıldız ile teleskop arasına bir gezegen girdiği zaman, alınan ışık prizmalar ile renklerine ayrılır. Işığın kırıldıktan sonra ortaya çıkan renkleri detaylıca analiz edilerek gezegenin ısısı ve gezegeni oluşturan elementler tespit edilebilmektedir. Yani keplerin bulduğu gezegenler hakkındaki fotoğraflar sadece betimlemedir.
 |
Keplerin tarama yaptığ bölge.
|
 |
Keplerin keşfettiği gezegenlerin bulunduğu noktalar.
Bu güne kadar 1500 adet gezegen keşfedilmiş ve sadece 11 tanesinde yaşamın olma olasılığı vardır.
|
Kepler hala daha görevine devam etmektedir. Keplerden önce aslında Hubble uzay teleskobu uzaya gönderilmişti. Fakat Keplerin görevi Hubble'dan farklı olan amacı tek bir cismin detaylı fotoğraflarını çekmek değil, birçok cismin ışığını aynı anda analiz etmektir. Eğer Hubble uzay teleskobu ile Keplerin analiz ettiği yıldızlara bakılsaydı, keşfedilen bunca gezegenin hiç biri hakkında bilgimiz olamazdı. Hubble gibi büyütme gücü çok yüksek olan bir teleskop bile , diğer yıldızların çevresinde dolaşan gezegenleri tek bir nokta şeklinde bile gösteremezdi.
 |
Kepler ve Hubble |
 |
Hubble'ın çektiği fotoğraf.
|
 |
Keplerin analiz yaptığı bir yıldızdan gelen yıldız demeti. |
Eğer bir gün dünyanın tıpa tıp aynısı olan bir gezegen bulunursa bile, o mesafelere gitmek yakın gelecek için imkansız görünüyor. Işık hızında gidebilen roketler üretilse bile ki bu
Özel Görelilik Teorisine göre imkansızdır, 10 senede bu yıldızlara gidilebilmektedir. İnsan oğlu ışık hızının yanına bile yaklaşamamaktadır. En erken başka bir yıldıza 60.000 senede gidilebilmektedir. Ama olsun bir yerden başlamak lazım. Sonuçta yakın bir geçmişte insanların hayalinde bile olmayan pek çok şey günümüzde gerçekleşmiştir. En azından biz oralara gitmeyi hayal ediyoruz.
Devamını oku »