2 Ağustos 2015 Pazar

Hapla ya da Bir Süper Mikroalgle Beslenmek: CHLORELLA

Bilimkurgu filmlerinin klasik senaryolarında biridir gelecek ve çokça gördüğümüz bir sahne de haplarla beslenen insanlardır. Peki, sizce bu senaryo ne kadar olası? İnsanlar bir gün gerçekten haplarla beslenmeye başlar mı? Eğer gerçekleşirse bu haplar ne kadar besleyici ve sağlıklı olur? Elimizde tam da bunun için kullanılabilecek bir mikro alg var desek?  Biz de sizin için bu mikro algi araştırdık ve senaryoyu sizin için değerlendirdik.
Chlorella kolonileri mikroskop görüntüsü
Mikro alg deyince hemen ön yargılı davranmayın. Mikro alg olabilir ama aslında tam da canlıların aradığı bir süper besindir Chlorella. Günümüzde yıldızı pek parlamamış olsa da geleceği çok parlaktır Chlorella’nın. Geleceği parlak derken bu geçmişine gölge düşürmemelidir; çünkü Chlorella 2,5 milyar yıldır genetik yapısı değişmemiş nadir bir canlı türüdür. Chlorella bir mikro algdir. Peki, ya mikro alg de neyin nesidir? Mikro alg fotosentetik canlıların tümüne verilen genel addır. Tek hücreli olabildikleri gibi koloniler halinde de yaşayabilirler. Serbest hareket edebilirler. Beslenmek için tıpkı bitkiler gibi tuzlara, karbondiokside ışığa ve suya ihtiyaç duyarlar. Bitkilerin sahip olduğu makro yapıları bulundurmayacak kadar basittir mikro algler. Klasik tek hücreli özelliklerini de taşır yani. Bunun yanında inanılmaz bir çeşitliliği sahiptirler ve içerisinde hem ökaryotik hem de prokaryotik canlılar bulundurması bunun bir kanıtıdır. Bu kadar bilgilendirme yaptıktan sonra şimdi ana konumuza dönelim.

Chlorella gerçekten gelecekte kullanılacak bir süper besindir. Eğer böyle düşünmüyorsanız yazımızın sonunda fikrinizin değişeceğinden eminim. Chlorella’nın besin değerleri ve faydaları şüpheye mahal bırakmayacak şekilde kanıtlıyor zaten kendini. Şimdi bu yüksek klorofilli yapının besin değerlerinden ve yararlarından bahsedelim.

Chlorella doğadaki en yüksek klorofil kaynaklı sebzelerden yaklaşık 22 kat fazla klorofil içeriyor. Bu bizlere eşsiz bir besin kaynağı oluşturuyor. Bunu yanında yirmiden fazla vitamin ve mineral içeren Chlorella aynı zaman da enzimler, doğal beta karoten ve ham lif bakımından da zengin bir besindir. %60 oranında protein içerir. Vücuda alınan bu bileşiklerinse yararları bir hayli fazla; hücre yenilenmesinde, enerji üretiminde, protein ve aminoasit mekanizmasında ve vücudu çeşitli toksik maddelerden arındırmada etkili bir biçimde görev alıyorlar. Araştırma sonuçları Chlorellanın bunların yanında bağışıklık sistemini güçlendirme, hazmı kolaylaştırma ve sindirim sisteminden zararlı kimyasalları ve ağır metalleri uzaklaştırma gibi bir etkisi olduğunu da ortaya koymuştur.  Bunlarla birlikte daha bir çok faydası da vardır.

Chlorella hapları
Besin değerlerini ve yararını anladık ama acaba bunun üretimi nasıldır? Maliyetli ve zor mudur? Üzerinde birçok araştırma yapılmış ve üretilmesi denenmiştir. Nobel ödüllü Otto Warburg 1919’da Chlorella yetiştirdiğini bildirmiştir. Japonya’da da savaş sonrası kıtlık döneminde Chlorella yetiştirilip tüketilmiştir. Günümüzdeyse bu süper besini menümüze eklemek isteyen bilim adamları tarafında Chlorella hapları yapılarak piyasaya sürülmüştür. Bir çok internet sitesinde satışı yapılmaktadır. Ticari amaçlı sadece Tokyo’da üretimi yapılan Chlorella 1955 yılından beri havuzlarda üretilmektedir. Yılda 30 ton kadar üretim yapılmaktadır. Bu haplardünyanın birçok yanında hatta NASA astronomları tarafında bile tüketilmektedir. Üretimi bir hayli kolay olan Chlorella sürekli karıştırılan havuzlarda 16 saat içine kendinin dörde katlamaktadır. Günümüzde çok göremesek de ileriki yıllarda Chlorella çiftliklerine çok sık rastlayacağımız bir gerçektir.
Bir Chlorella üretim havuzu

Devamını oku »

Homo Sapiens Sapiens: Bilge Modern İnsanın Yalnızlığı


Günümüzde neredeyse tek başına kendini dünyanın hâkimi ilan etmiş, Homo sapiens sapiens kendi cinsi içinde tamamen yalnızdır. Günümüze kadar varlığını sürdürebilen tek hominiddir. İnsanoğlu ya bu başarısı yüzünden ya da bencilliğinden olacak ki kendine Homo sapiens yani bilge insan demiştir. Hatta bir adım daha ileri giderek kendine modern insan demiş, Homo sapiens sapiens kavramını ortaya atmıştır.

Peki, insanoğlu gerçekten bu sıfatı hak ediyor mu? Kendine bir değil iki defa bilge sıfatını layık gören insanoğlu bu başarısını neye borçlu?  Homo sapiens en başından beri yalnız mı?
Günümüzden yaklaşık 100.000 yıl önce yeryüzü Homo sapiensle birlikte en az 6 hominid türüne ev sahipliği yapıyordu. Bizden farklı da olsalar, her biri farklı bir alandan olan başarılarıyla onlarda en az bizim kadar insandı. O yıllarda da yeryüzünde değişmeyen bir şey vardı o da rekabet. Bu gün olduğu gibi, yeryüzü farklı insan topluluklarıyla kaynarken de doğaya karşı verilen bir hayatta kalma mücadelesi ve diğer kabilelerle yapılan savaşlar vardı.

İki buçuk milyon yıl önce homo cinsi Doğu Afrika bozkırlarında evrildiğinde yeryüzü günümüzden oldukça farklıydı ve büyük bir hızla dünyaya yayılmaya başlamışlardı. Yeni kıtalar keşfedebilecek kadar zekiydi homo cinsi ve keşfettiği yerlere izini, etkisini bırakmadan gitmiyordu. Arkeolojik çalışmalar bize şunu gösteriyor: Yeni bir ada ya da kıta da ki ilk homo kalıntılarıyla bölgede nesli tükenen canlıların son örneklerinin fosilleri yaklaşık aynı döneme denk geliyor. Yani homo cinsi bir işgalci gibi davranıyor ve geldiği topraklara ölüm getiriyordu. Bunu kolaylaştıran etmenlerse avcılık ve toplayıcılık yapan hominidlerin gerek beslenmek gerekse güvenlik için önüne gelen ormanları yakması ve bölgedeki canlıların yeni gelen bir maymun ailesi olarak gördüklerin hominidlerden korkmamasıydı. Bir hominid cinsinin bölgeden yok olması da çoğu yerde genel itibariyle aynı şekilde oluyordu. Bölgeye başka bir hominid türü giriyor ve aynı dönemde eski ev sahipleri yok oluyordu. Hayatta kalmak için bölgeye hâkim olmak gerekiyordu. Bin yıllar öncede insanoğlunun içinde hâkim olma düşüncesi vardı ve oldu da, artık Homo sapiens tek başına dünyanın hâkimi, fakat bu akıllara şu soruyu getirir. Eğer akrabalarımızla rekabet içindeyken onlarla bir savaş verdiysek ve günümüzde sadece biz kaldıysak, Homo sapiens sapiens tarihin ilk soykırımını mı yaptı? Şu an bilinen diğer altı kardeşini Homo sapiens sapiens mi yok etti? Cevabı düşünmeden önce bir değerlendirme yapılmalı. Eğer cevap evet ise bu soykırımın başarısına güvenen insan kendine nasıl modern insan ve Homo sapiens sapiens diyerek pekiştirilmiş bir bilgelikten bahseder? Bu soykırım neticesinde insan kendine katil insan sıfatını daha çok yakıştırmalıydı. Kendimizi bu kadar suçlamadan cevaba dönelim. Bilimsel araştırmaların çoğu ve arkeolojik çalışmalar bizi bu kadar suçlu olmadığımızı söyler, çünkü diğer hominid türlerini yok eden doğanın ve evrimin temel kanunları olan rekabet ve doğal seçilimdi. Örneğin; Homo sapiens Afrika bozkırlarında çıkıp Avrupa topraklarında ilerlemeye başladığında karşısına çıkan homo neandertallere oldukça yabancıydı. Kabileler  arasında olabilecek  küçük çatışma istisnaları dışında büyük savaş izlerine  rastlanmamasına rağmen Sapiens Avrupa’ya ayak bastıktan kısa bir süre sonra neandertaller yok olmuştu. Bölgeye hâkimiyeti ve doğal koşullara karşı daha dayanıklı olmalarınsa karşın neandertaller bile bize doğal seçilim yarışında karşı koyamamıştı. Bunun nedenini bilimsel araştırmalar Sapiens’in sosyalliği ve bilişsel evrimine bağlıyor. Yani daha büyük kabileleri bir arada tutan birbirini tanıma, güvenme ve ortak mitlerin etrafında toplanabilme yeteneği. Bilişsel evrimin sunduğu bir avantaj da yeni fikir ve bilgi kazanma bunları aktarabilme ve tecrübe kazanma yeteneğiyle Sapiensin daha çok savaş ve hayatta kalma stratejisi geliştirmesidir. Bu sayede Sapiens kardeşlerini yenmiş ve dünyanın hâkimi olmuştur.
Homo Neandertal
Şimdi Homo sapiens sapiens in bu başarısını değerlendirelim ve ödülümüze bakalım. Homo sapiens sapiens bu başarısının ardında dünyanın hâkimi olmakla birlikte yalnız kalmaya mecbur olmuştur. Yaklaşık 30.000 yıl öncesine kadar her karar anında Sapiens dünyanın hâkimi olabilmek için kardeşini feda etmiştir. Bu büyük bir bencilliktir ve atalarımızdan bize miras kalan kötü genlerden bazılarını sonucudur. Hatta o yüzden olacak ki kendimize bilge insan demeyi layık görmüşüzdür.  Bir sonraki evrim aşamasındaki noktaya kadar insanoğlu yalnızdır. Gelecekte bir daha bir kara anı olursa Homo sapien sapiens kendi menfaatini değil, kardeşini düşünmelidir.  
Homo Sapiens ve Homo Neanderthal

Devamını oku »